Tüp mide ameliyatı riskli mi? Her cerrahi işlemde olduğu gibi Tüp Mide ameliyatlarında da potansiyel riskler ve potansiyel komplikasyonlar vardır. Obezite Kliniğinde bu risklerin en aza indirilmesi için uzman ekibimiz tarafından karşılanırsınız. Gerek ameliyat öncesi, gerek ameliyat esnasında gerek ameliyat sonrasında alanında uzman bir ekip her zaman yanınızda olacaktır.
Tüp Mide Ameliyatının en önemli riski kaçaklar dediğimiz stapler hattından midenin kesilen bir yerinde özellikle midenin yemek borusuyla birleştiği yerde sızıntıların oluşabilmesidir. Dünya istatistiklerine göre kaçak oranı yüzde bir olarak kabul edilmektedir. Yani %1 kaçak oranıyla tüp mide ameliyatı yapan bir cerrah ameliyatlarını başarılı yapıyor demektir. Mide kaçağında en önemli husus zamanında tanı konulmalıdır. Kaçağa müdahale edilebilmesi ve Tüp mide ameliyatı yapılan hastanenin donanımlı olması hasta sağlığı açısından son derece önemlidir.
İkinci riski kanama riskidir lakin yine %1 civarında bir risktir. Çok ciddi büyük kanamalar olmaz, bir kaç ünite kan transfizyonuyla genellikle kanamalar durdurulur. Özellikle ameliyat sonrası erken dönemde olmaktadır. Erken dönemde hipertansiyonun iyi kontrol edilmesiyle ve iyi bir hemostat yapılmasıyla bu komplikasyonları önlemek mümkündür.
Tüp mide ameliyatı riskli mi sorusunu özetleyecek olursak ameliyatın iki riski vardır. Risklerin görülme oranı tecrübeli ellerde %1’in çok altında ve çok nadir görülen komplikasyonlardır. Erken tanı ve tedavi ile hastalar normal hayatlarına devam edebilmektedir.
Tüp Mide ameliyatında ölüm riski 1/1000 dür. Bu oran Gastric Band’den (Kelepçe) yüksek Gastric Bypass (Mide Bypassı) ameliyatından düşüktür. Ölüm riskini en aza indirmek için ameliyat ekibinin profosyonel olması şartdır fakat yinede hiçbir ameliyat için ölüm riski sıfıra indirilemez.
En yaygın türleri yara, idraryolu ve akciğer enfeksiyonlarıdır.
Emboli riski ölümcül olabilir ve bu risk ameliyatdan sonra 3 hafta devam edebilir. Obezite cerrahisinden sonra bu risk %1 den azdır. Bunlarla birlikte en önemli ve ciddi komplikasyondur. Emboli riskini en aza indirmek için kan sulandırıcıları ve emboli çorapları (ya da emboli makineleri) cerrahi ekibimiz tarafından sağlanmakta ve hasta en kısa zamanda yürümeye teşvik edilmektedir.
Zatüre, aspirasyon ve akciğer sönmesi genel anestezi komplikasyonları olup bütün ameliyatlardan sonra görülebilme ihtimalleri vardır. Bu riskleri en aza indirmek için hasta eğer sigara kullanıyor ise sigarayı bırakmaya, ameliyat sonrasında erken yürüyüşlere başlamaya ve de nefes egzersisleri yapmaya teşvik edilir.
Bu fıtıklar açık bariatrik cerrahi sonrası yaygın olmakla birlikte laparoskopik bariatrik cerrahi sonrası çok çok nadiren görülen komplikasyonlardır. İnsizyonel fıtık riski %1 den azdır ve meydana gelen fıtıklar çok küçük olup yakın bir tarih de iyleşme eğilimindedirler.
Açık bariatrik cerrahi sonrasında skar dokusu etrafındaki katlanma (yapışma) veya ince bağırsak geçişlerini bloke etmesi halinde gerçekleşir. Bağırsak tıkanmalarının diğer bir nedeni ise insizyonel fıtıklardır. Laparoskopik bariatrik cerrahi sonrasında bağırsak tıkanma riski çok düşüktür. Bununla birlikte oluşabilecek sorunlar laparoskopik olarak tamir edilebilir.
Yara enfeksiyonları bütün ameliyatlarda olabilen bir risktir. Açık ameliyatlarda bu oran %5 kadardır.
Pankreatit nadir bildirilen bir komplikasyondur ancak nadiren cerrahi müdahale gerektirir.
Tüp mide ameliyatı ve riskleri hakkında görüş almak için bize ulaşabilirsiniz.